4 Mart 2009 Çarşamba

Ayşegülnazcan nerede?

Uykusuzluk ve ödevlerle cebelleşeceğim şu güzel dönemin -ki işin ilginci uykusuzluğumun ödevlerle şimdilik bir alakası yok- minimum blog yazısıyla geçmesi aslında tahmin edilebilir bir şey. Gönül isterdi ki yine çok acaip işler peşinde koşayım, her yerde fotoğraf çekeyim, belgeleriyle yayınlayayım ve saire, ancak olmuyor. O da çok işim olduğundan değil, tembelliğimden ve vicdan azabımdan sanırım (çok iş yapmam lazım-o zaman çıkamam) (çıkmadım ama yapmam gerekenlere de çok zaman var-o zaman oyalanayım).



Neyse, konumuz bu değil. Lemur, Taşoda sezonunu açtı, solda da gördüğünüz üzre, pencereden gelen ışık eşliğinde çalışmalarına başladı. Yeni bir şarkımız var elimizde, ikinciye de göz kırpmıyor değiliz hani, hayırlısı. Haftaya -umarız- Emir Bey de sezonu açacak yahut tembelliğimizin ve uyuklamalarımızın kurbanı olacak (evet, sabah saat 9da stüdyo). Kısmet bu işler hep azizim. Nasip.




Taşoda'dan çıkıp, uykulu gözlerle Asmalımescit'e yol aldık, 7pf2p ekibine ulaşmak ve konsere eleştirel gözlerle bakmak için. Konsere pek eleştirel bakmadık, onun yerine pis rock akımına dalış yaptık yine, seviyemiz iyice düştü, toparlanmaz oldu ki Ceki imdadımıza barajların doluluk oranıyla yetişti. Bir de baykuş ölmüş, ama neden ölmüş hala bilmiyorum.



Daha da uykulu, hatta açılmamacasına kapanmak üzere gözlerle Taksim'den döndüm, bas gitarımı Yora'dan almam gerekmekteydi, onları bir 15 dakika kadar bekledim kapıda (zira 15 dakika için odaya çıkıp tekrar gelmem çok saçma olacaktı), iki araba Akif'in deyimiyle "Akrep Çetesi" edasıyla önümde durdu. Börek yiyeceklermiş -ki börek yemesem de börekçi çok ender hayır diyebileceğim bir yerdir- engel olamadım, uykulu gözlerle kafamı salladım.





İyi oldu nitekim, uykum biraz açıldı, biraz sıkılmışlığım vardı, o bir dağıldı. Gerçi Akif'le beraber Uygar'ı soyut sıkıntılarımızla baydık sanırım ama olsun, börek iyidir, çay iyidir. Bir de gecenin bir vakti Ömer'i gördüm, o da ilginç bir ayrıntı. Kendisi okula girdiğinde ekmek karneyle dağıtılıyordu, dolayısıyla okulda ondan yaşça büyük insanlar görünce yanımda bir şaşırdı. Şaşırma dedim, yüksek lisans öğrencisi o. Haa, dedi, atladı motoruna gitti, arkasından hüzünlü gözlerle el salladık. Yok lan yok, sallamadık, gittik börek yedik.

Ve evet, bir prensip olarak ders ekmeyen ben, sezonun ilk ders ekimini Yora'nın fotoğraflarını çekme vesilesiyle gerçekleştiriyorum. Hepimize hayırlı uğurlu olsun.

3 yorum:

davulcüce dedi ki...

baykuşölmüş! baykuş ölmüş değil, ya da bay kuş ölmüş de değil! baykuşölmüş!

Emir Bey dedi ki...

hastaydım

operadaki fantom dedi ki...

davulcüce: hikayeeeee!

emir bey: alınganlık seziyorum. ben bu haftakinden değil önümüzdeki haftalardaki olası üşengeçliklerimizden bahsetmiştim, hani hep diyorduk ya sabahın dokuzu falan... gerildim bakın siz öyle deyince..