12 Temmuz 2009 Pazar

Ayşegülnazcan İstanbul'da 2, bölüm 3: itsdıfaynılkauntdaun

Neymiş nolmuş???

Herkesi gördüm son 4 günde. Mona Teyzemde kaldım, Aysel Teyzeme uğradım, sırasıyla Görkem, Ergin ve Remzi'yi ziyaret ettim-ki son ikisi yeni eve çıkmış insanlar ve hatta sonuncusunun o gün doğumgünüydü, tekrar kutlayayım buradan. Hediyeler verdim, hediyeler aldım, iki koleksiyonuma da önemli katkılar oldu bu sayede, pek mutluyum. Konser verdik, kişisel olarak kendimi bu konserde çok beğenmesemde gayet keyifliydi, akabinde kimi alkollü dakikalar, ses insanı Görkem'i kitlemeler... Ha bir de Can't Touch This dansı yaptım ben, evet, yaptım. Ayrıca fark ettim ki, seksenlerden ölesiye tiksinirken, iş eğlenceye gelince yine en çok seksenlerde eğleniyorum. FAK.

Dün ise Lemur buluşması yapalım dediydik, ama sevgili bateristimizin stüdyosu olduğundan, bir de kendisini aslında sevmediğimizden Deniz ile buluştuk, yeri geldi limonata içtik, yeri geldi masayla jingle bells çaldık. Zeka seviyemiz bir ara o kadar düştü ki "biraz daha böyle devam ederse insanlara zararlı hale geleceğiz" düşüncesiyle kahve içelim dedik, sonra çay içtik, sonra da evlere dağıldık. Ve evet, Pizza Hut'taki davşanı bıraktık, ama Uygar sağolsun, hepimizin kinder oyuncakları vardı.

Bugün ise Oylum Hanım'ı sette ziyaret ettik, ancak kimi şanssızlıklar nedeniyle kuzenimin programını yediler, biz de boynumuz bükük eve döndük. Bu arada YKY Kipling'in Jungle Book adlı kitabını "Cengel Kitabı" olarak çevirmiş, ama nedendir bilmiyorum. Eğlendim, bir yandan da YKY diye saygımdan bi şey diyemiyorum. Bir bildikleri vardır herhalde.

Yarın Çeşme'ye dönüyorum, mutluyum. Yarın çok işim var mutsuzum. Meh.

Dipnot: fotoğraflar yüklenmiyor, ama bunun yarını öbür günü var. döverim blogger seni.

Hiç yorum yok: