18 Ağustos 2009 Salı

Mimik


Yunanistan+Bağ+Formulaghidromobil+PWA dörtgeninden sonra tembelliğin yavaştan bünyeyi ele geçirdiği günler. Bugün akşamüstüne kadar evdeyim ve tek planım pozisyon değiştirmeden koltuk değiştirmenin bir yolunu bulmak; minimum enerjiyle konum değiştirebilirsem hem bilim adına bir şeyler yapmış olurum, hem de çılgınlar gibi tembellik ederim.

O değil Spark efendi mim yollamış bana. İşim gücüm de yok, insanları rahatsız etmeyi de seviyorum madem, neden yapmayayım değil mi? Buyrunuz; boş işler.

1- Bloguna neden bu adı verdin?

Ayşegülnazcan güncem'deki nikimdi. Sonra sözlükteki nikim oldu. En çok kullanılan kız ismine, her isme eklenen tüm diğer isimleri ekledim (sonradan aklıma "su"yu da eklemek geldi, ancak çok geç kalmıştım). "Ayşegülnazcan lunaparkta" da tahmin edileceği üzere yaşasın Ayşegül orada burada kitapları şeklinde bir gönderme, ama aynı zamanda etrafta ne olursa olsun Ayşegülnazcan farkında değil, laylayloyloy anlamına da geliyor. Öyle olduğundan değil de, blog öyle işte. Amaaan...


2- Blog yazarken star tribiyle istediğin, olmazsa olmaz dediğin şeyler var mı?

İçecek soğuk bir şey güzel olurdu, ama oldukça üşengeç bir insanım.

3- En son satın aldığın garip şey.

NTV Bilim dergisi ve kek. Dergiyi sevmediğim halde, keki de doymayacağımı bildiğim halde aldım, almasam daha iyiydi.


4- Şeker gibi olduğun anlar.

Başka bir şeyle uğraşmadığım, bir şey yetiştirmeye çalışmadığım, boşuna debelendiğimi düşünmediğim her zaman şekker gibin, pambuk gibin bi şeyim ben aslında.

5- "Arkadaşım artık sormayın şunları" dediğin şeyler?

Napıyosun?

6- Seks'in sendeki rengi?

Ha? Ne? Seks mi? Hı?

Edit: Sonradan düşündüm de, seksin rengi karşındakine olan hissine bağlı olarak değişir. Gri de olabilir, lacivert de, kırmızı da, beyaz da. Her seferinde aynı hissiyatı aynı şekilde yaşayamazsın ki tek renk söyleyebilesin...

7- Aynaya bakınca gördüğün?

Saçım kötü şu an, pisim.

8- "Kendini okutan blog" dediğin?

Depresyonu bile kendi üslubuyla anlatan, kendi cümleleri olan blog bence kendini okutur arkadaş. Gerçi bakıyorum, takip ettiklerim çoğunlukla arkadaş, tanıdık, ama aralarında gerçekten "e ama bi sus yahu" dediklerim, "hay takip etmez olaydım" diye içimden sövdüklerim oluyor.

9- Bu blog sahibi/sahibesiyle karşılaşabileceğin yerler.

Ev. Yurt. Boğaziçi Kütüphane. Taksim. Sirkeci.



Boyum uzadı sanırım. Şu üç isimle daha da uzayacak boyum; Emir Bey, Görkem, Remzi. Bu işle en uğraşmayacak üç kişiyi etiketlemem de çok manalı bir iş yahu. Her neyse. Canım sıkılmış benim belli...

1 yorum:

görkem dedi ki...

ha? ne? ben mi? aaa adım:) reklamım :O süper. sağol. evet evet. sağol. yazı da güzel..