20 Ekim 2011 Perşembe

Canım ülkem, çok üzgünüm.

Ülkede olan olaylar sanırım ülkeden 3 saat uzaklıktayken daha çok etkiliyor insanı. 10 saat uzakta olsam nasıl üzülecektim bilmiyorum. Ne kadar üzüldüğümden gayrı bir şey de söyleyemiyorum. Kalkıp "intikam alınsın" diyecek, savaşın devam etmesini isteyecek değilim, ama içim acıyor be blogger. Tüm faşist duygularımdan sıyrılarak, Kürt kardeşlerimi de çok severek, bu insanları öldürmelerinin, annelerini, ailelerini üzmenin nedeni her neyse, nereden kaynaklanıyorsa bela okuyorum. Ben kimsenin ölmesini istemiyorum, ama ölenin arkasından susmak da istemiyorum. Kimseye ateş açılsın istemiyorum, ama bir arkadaşımın sözlükte kullandığı "or.spu çocukluğu" sıfatına sahip insanların hayatlarına hiçbir şey olmamış gibi devam etmesini de istemiyorum. Bu olaya karşılık verilmesini istemiyorum, ama bu olayın normalleşmesini de istemiyorum. İşte o yüzden, ne kadar üzüldüğümden gayrı bir şey söyleyemiyorum.

Hiç ilginç değildir ki internet üzerindeki bir sürü insan gibi ben de bu olayla ilgili bir şeyler yazıyorum, ve yine hiç ilginç değildir ki, bir sonraki yazıda kaldığım yerden konser fotoğraflarına, neşeli anlara, laylayloyloylara devam edeceğim. Hiçbir şey yapamamış (ha, ne yapacaktım o da soru işareti), bakakalmış olma hissi ise her zaman içimde baki kalacak.

1 yorum:

k dedi ki...

ulkeye olan mesafe ve gundemin kisi uzerine etkisi arasinda gercekten de pozitif bir korelasyon var.

tavsiyemse, buraya gelis amacini hatirlaman ve bu dogrultuda calisman olacak.

kendine iyi bak.