9 Mart 2013 Cumartesi

Beyin kulaklardan akarken

Nasıl da boşlamışız buraları yahu...

Şu son iki haftada olan her şey aslında kısa kısa bahsedilmekten daha fazlasını hak ediyor kendi açımdan. Ama ölümüne tembelim, üzerinden zaman geçtikçe daha da tembelleşiyorum. Tembelleşme üzerindeki bu zaman ivmesi beni sonunda her gün iki cümle paylaşan şairlere döndürecek, en son aşama olarak da twitter açıp "acıktım, susadım" yazmaya kadar götürecek diye korkuyorum.

60m2'deydik 27 Şubat'ta, Ozan ile birlikte. Glockenspieller, kalimbalar, ukuleleler havalarda uçuştu, hayatımızın indie boyutunda adeta aşama atladık. Bir sürü sürpriz isim vardı izlemeye gelen, şarkılara eşlik eden, sonradan yorumlarıyla bizi inanılmaz mutlu eden.

[Nasıl anlatabilirim bilmiyorum. İnsan kendi yaptığı şeylerden hiçbir zaman tam emin olamıyor. Kendine, yaptığı işe güvenebilmesi için yaptıklarını diğer insanlarla çarpıştırması gerekiyor. O kadar emin değildim ki yapabileceğimden, yaptığımız müziğin bir özelliği olup olmadığından, ve kendimi o kadar hazırlamıştım ki "olmama" ihtimaline. Yani o sahneye çıkış duygusu; sahneye çıkarken "bir şeyler hazırladık, güzel güzel çalarız, kimse dinlemeyebilir, insanlar sıkılabilir, çok normal" şeklinde içimde dönen cümleler ve bunun getirdiği bir rahatlık. Ama işte ne bileyim, insanlar beğendiler. Şaşırdım. Mutluluğu zaten tarif edemem, gerçekten, konserin sonunda başında olduğumdan daha heyecanlıydım. Şimdi de daha heyecanlıyım.]



Tabii işte kendini bir şey zannetmenin sınırı yok; evet, canlı paylaştık konseri. Ustream da pek güzel bir oluşum, canlı paylaşırken aynı zamanda kaydetti de üstelik. Hani derseniz ki konseri izlemedim ya da izledim de izlemelere doyamadım, ahanda aşağıdaki video. 19. dakikadan itibaren konser başlıyor, ama 19.dakikaya kadar olan muhabbetleri deşifre etmeye de çalışabilirsiniz isterseniz. Ben biraz üşendim. AMA BENİM DEDİKODUM DÖNÜYOSA HABER VERİN.


Video streaming by Ustream


Bir de misal şöyle bir şey var, geçtiğimiz pazar, biraz boş zaman, biraz Garageband ve biraz can sıkıntısı birleşkesiyle oluşan:



"Güldürür müyüm seni, bıktırır mıyım bilmem,
Baktırır mıyım yüzüme eğer güldürürsem?"


2 yorum:

Adsız dedi ki...

Keşke gelseymişim, madem enstrümanlar havada uçuşmuş, sizinkiler gibi güzel olmasa da bir scacciapensieri bir de kazoo ile destek verirdim belki de. Pazar gecemi aydınlattınız. Yorumladığınız her şarkı sanki vites atlıyor büyüyor daha bir güzel oluyor. Harika bir performansı kaçırdığım için kendimi eşşekmişim gibi hissediyorum. Belki hakikaten eşşeğimdir, bir anırmayı deneyeyim size sonra haber ederim ne çıktı.

Adsız dedi ki...

Kendini bilmen de bi sey, o bahsettigin absurd isimli enstrumanlardan cok daha kendine uygun olani nasil da bulmussun hemen yazarken kendiliginden, anir sen. onda kimse senle yarisamaz. o enstrumanlari da nereye destek yapman gerektigini iyi bilirsin, senin o tarz lugatin daha kuvvetlidir, buralarda kufursuz yuzunu gostermis olman sasirticiydi zaten, anirma denince tamamlanmis, ozun.. adam musvettesi.